ÜTÜLEN HEP BİZ Mİ OLACAĞIZ BE ABİ..

Karşılaştığımda omuzları düşmüş, bitkin, bezgin, gözlerinin enerjisi sönmüş, tam anlamıyla yıkılmış bir haldeydi. “Hayrola Karadeniz’de gemilerin mi battı” diye laf attım.

Meğerse boşalmak için böyle bir işaret bekliyormuş, başladı anlatmaya “ütülen hep biz mi olacağız be abi..?” Ne yapsak altta kalıyoruz. Yenilmesek, hakem kararı ile hükmen yenik sayılıyoruz. Dişimden tırnağımdan artırıp 5-10 kuruş biriktirdim. Baktım param her gün eriyor, pul oluyor. Emeğimin ürünü, alın terimin karşılığı göz göre göre eriyip gidiyor. Bankanın verdiği faiz TÜİK’in açıkladığı enflasyonun bile altında kalıyor. Biryandan da cumhurbaşkanımız sürekli benim yüksek faizle işim olmaz dedikçe dolar kazanıyor, piyasada fiyatlar uçuyor. Çektim paramı, yılların tasarrufu cebimde girdim döviz bürosunda kuyruğa 16.50’den 1000,- dolar aldım. Oh nihayet kendimi garantiye aldım diye sevinerek evin yolunu tuttum. Dolar yükseliyor ben seviniyorum. 18.20 oldu. Dolar başına 170 kuruş, yani toplamda 1000×1,70=1.700,00-TL kazandım. Abi benim için büyük para. Ben bu paraya neredeyse 15 gün çalışıyorum. Aferin bu sefer doğru bir iş yaptım diye kendimi kutluyorum. Cumhurbaşkanımız “bana yüksek faiz demeyin dedikçe de seviniyorum” hayaller kuruyorum. Sevincim 2 gün sürdü. 21 Aralık günü baktım benim 16.50’ye aldığım dolarım önce 13 TL’ye, sonrasında 12 TL’ye gerilemesin mi? Kaybım 4.500,00.-TL. Abi ben bu parayı bir ay alın teri dökerek kazanamıyorum. Ben devletime güvendim. Bana böyle sağ gösterip sol vuracaklarını nereden bileyim. Devlet vatandaşına tuzak kurar mı? Trafikte radar kontrolü yaparken bile sizi uyarmıyorlar mı, bu yolda radarla hız kontrolü yapılıyor diye. Diyorlar ki zenginler gece yarısı ellerindeki dövizleri yüksek fiyattan satıp, sonra düşük fiyattan geri almışlar. Onlar hem güçlü hem akıllı. Bakanımız da zaten büyük yatırımcılar akıllı, onlar zarar görmedi, ne oldu ise küçük yatırımcıya oldu demedi mi?

İşte onlardan biri de benim abi. Akıllı telefonum mu var, internetim mi, gece yarısı nasıl alıp satacaktım. Zaten ne olduğunun ne döndüğünün farkında mıydım Allah aşkına.!

Abi sen söyle şimdi. Ben kafayı yemeyim de ne yapayım? Zenginin fırdöndüsü “hep al” gelirken, bizimki “hep ver” geliyor.

Şimdi diyeceksiniz ki yahu 3-5 bin liraya mı böylesine karalar bağlıyorsun. Abi benim milyon kaybedecek halim mi var? Benim için bu para zenginin milyonundan daha kıymetli.

Abi bir de neyi merak ediyorum biliyor musun? Dolar yükselirken füze gibi çıkan fiyatlar, dolar 18 lirayken nerde ise orada duruyor. Yükselirken doları gerekçe göstermiyorlar mı? İşte benim aklım buna da ermiyor. Şimdi ben ne yapayım abi, sen bana bir akıl versene.”

“Hani bir dokun, bir ah işit” diye bir söz vardır. Tam öyle oldu. Küçük yatırımcı vatandaş çok doluymuş. Söylediklerini dinledik tamam da bir de benden akıl sormaz mı? Kelin merhemi olsa başına sürer. Bir gece yarısı operasyonundan gördüğü zararı sineye çekmekten başka yapacak bir şeyimi var sanki? Gerçi, “koy dolarını köşeye nasıl olsa çıktığı yeri belledi bir kere bir gün yine çıkar” diyeceğim ama. Vatandaşın dayanacak gücümü var? Günübirlik yaşadığı için bugün olmasa da yarın başlayacak yüzer yüzer dolarını bozdurup, nafakasına katkı yapmaya. Onun için bu arkadaşa dolarının üstüne yat sabret demek bir çare olmayacak.

Bundan sonrası için acaba “devlet yetkilileri ne diyorsa sen tersini yap” desem gariban küçük yatırımcıya iyi bir akıl vermiş olur muyum? Yok yok en iyisi ben bu işe karışmayayım. Çünkü erenlerin sağı solu belli olmaz.

Fiyatlar neden inmiyor şikayetine gelince, söyleyeceğim var doğal olarak. Hele devletimiz şu akaryakıt fiyatlarını, elektrik, doğalgaz fiyatlarını, vergi artış oranlarını bir düşürsün gerisi kolay diyeceğim.

Diyeceğim de pek inancım da yok. Çünkü bizim tüccarımız, sanayicimiz, esnafımız da bindirdiği şeyi indirmemekte mahirdir.

Dolayısıyla benim dar gelirli vatandaşımın elleri yine boş kalacak gibi görünüyor.

Bir büyüğümüzün dediği gibi “Allah kullarını zaman zaman yokluk ve açlıkla sınarmış.” Onun için yakınıp durmayın Allah’tan geleni tevekkülle kabulleneceksiniz.

Haydi kolay gelsin.