MÜSTEŞAR

“Müsteşar” devlet idari yapısı içinde Osmanlıdan bu yana var olan ve Cumhuriyetimizde de aynen devam ettirilen bir görev unvanıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinden sonra bu görev unvanı kaldırılmıştır. Başbakan gibi “müsteşar”, “müsteşar yardımcısı” kavramları da tekrar tozlu raflardan indirilinceye kadar tarih olmuş görünüyorlar.

Müsteşar, kelime anlamıyla “kendisine danışılan, bilgi alınan” olarak çevrilebilecek Arapça bir deyimdir. Uygulamada ise danışmadan daha çok, uygulamacı olarak görülen çok önemli bir idari kademedir.

Nitekim, Ekşi Sözlük’te müsteşar “Devlette halk tarafından seçilmemiş kişilerin gelebileceği en üst mevkii” olarak tanımlanmıştır.

Bugün artık hiçbiri yürürlükte olmayan bakanlık teşkilat kanunları, o bakanlığa özel hükümler dışında, teşkilat yapısı olarak benzer hükümler içermektedir. Bunlara göre bakanlıkların başında halkın seçtiği kişiler arasından başbakan tarafından belirlenen, Cumhurbaşkanlığınca onaylanan ve TBMM’nin güvenoyu vermesi ile meclisin onayını da alan bir bakan yer alır. Bakan bir siyasi kişilik ve hükümet üyesidir. Bakanlıkta onun yardımcısı ve bakanlığın idari başı olan ve atamayla o göreve gelen bir müsteşar vardır. Müsteşarlar genelde sistem içinden gelen uzman kişilerdir.

Bakan, Müsteşar ve Müsteşar Yardımcıları bakanlık makamını oluştururlar. Yani müsteşarlar bakan adına her türlü tasarrufta bulunabilirler. Bakanlıkların teşkilat kanunlarında müsteşarlarla ilgili olarak birbirlerinin kopyası sayılabilecek söyle bir düzenlemeye yer verilmiştir.

“Müsteşar, Bakanın emrinde ve onun yardımcısı olup bakanlık hizmetlerini bakan adına ve bakanın emir ve direktifleri yönünde düzenler ve yürütür.”

Bakanlıklarda denetim birimleri olan teftiş kurulları doğrudan bakana bağlı olarak görev yaparlardı. Bunun dışında kalan teşkilatın tamamının idari başı müsteşardır.

Müsteşar ataması ilgili bakanın ve başbakanın müşterek imzaları ile teklif ve cumhurbaşkanı tarafından bu teklifin onaylanması ile gerçekleşirdi.

Hukuken müsteşarın bakanın belirlemesi ve teklifi ile atandığı öngörülse de, çoğu kez başbakanların bu atamalarda doğrudan devreye girip belirleyici olduğu çok sık rastlanan bir durumdu. Çoğu kez siyasette yeni, deneyimsiz, bakanlığın konularına yabancı siyasilerin yanına meslekten gelen, deneyimli devlet memurlarının müsteşar olarak atanmasına özen gösterilirdi.

Her bakanlıkta bir adet müsteşar olduğu düşünülürse, tüm devlet organizasyonu içerisinde müsteşar sayısı 20-25’i geçmezdi.

Devlet idari yapısına adım atan her genç memurun hayalinde, bu adım attığı yolda bir gün zirveye çıkmak hedefi mutlaka vardır. Ancak, 2-2.5 milyonluk bir kitlede bu kolay ulaşılabilecek bir hedef değildir.

Zaten bu yerlere ulaşabilmek için tek başına iyi bir kariyer sahibi olmak, başarı göstermek de yeterli değildir. Bazen siyasi konjonktür, bazen şansınız sizi beklemediğiniz olumlu ve olumsuz durumlarla karşılaştırabilir. Nitekim, kamudaki çalışma yıllarımda birçok değerin, bırakınız müsteşarlığa kadar ulaşmayı, genel müdür yardımcısı, genel müdür olamadan memuriyetlerinin sonlandığını, bunun yanında genel ve özel hiçbir ölçüde bulundukları yerlere layık olmayan bir dizi insanın devletin en üst katmanlarına kadar ulaştıklarına tanık oldum.

Müsteşar başbakanlık ve bakanlıkların siyasi makamların dışında en üst yöneticisi olmanın yanında zaman zaman  Müsteşarlık adıyla kurulan teşkilatların da en üst yöneticisidir.

Örneğin, Devlet Planlama Teşkilatı, Hazine, Dış Ticaret, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlıkları gibi.

Bugünkü devlet yapımızda seçimle değil atamayla gelen bakanlar bakanlıkların başındadır. Bu nedenle onların altında yine atamayla gelen bir müsteşarın yer alması doğru olmayacağı için atamayla gelen bakan yardımcıları tayin edilmiştir.

Mevcut yapıyı ben, atamayla gelen müsteşarların unvanlarının “bakan”, müsteşar yardımcılarının ise “bakan yardımcısı” şeklinde değiştirilerek, idari yapının unvan olarak güçlendirildiği şeklinde değerlendiriyorum.

Zira, seçilen bakanlar siyasi kimlik taşımayan ve görev yaptıkları alanın uzmanı olan ve atamayla gelen kişilerdir.

Yeni unvanların ülkemiz için iyi hizmete vesile olması en büyük beklentimizdir.

Göreceğiz, değerlendireceğiz.