Cumhuriyetimizin 90 yıldır sürdürdüğü hükümet sistemini terk ederek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmesi gibi büyük bir değişimin yanında, belki absürd olacak, ama benim üzerinde durmak istediğim, devletin görev ve hizmetlerini üstlenen bakanlıklarımızın her hükümet oluşumunda şekilden şekle girmesidir. Bakanlıklarımızın çoğu zaman fonksiyonuyla bağdaşmayan isimler taşımasını, bölünüp birleştirilmesini bir türlü anlayamamışımdır.
Niçin gerek duyulur, kimin aklının ürünüdür; hep şaşırıp kalmışımdır.
30 yıl devlette çalıştım. Gerek bu çalıştığım yıllarda, gerekse artık devletten ayrıldığım dönemlerde bu devlet yapısı ile oynama hevesinin hiç sonlanmadığını gördüm.
Hayatımın 12 yılı Almanya’da, başlangıçta öğrenci, sonra diplomatik görevli olarak geçti. 1960’lı yıllarda var olan ve devletin ana omurgasını oluşturan temel bakanlıkların varlıklarını ve isimlerini aynen koruyarak bugüne kadar geldiklerini gördüm.
İhtiyaçtan ve teknolojik gelişmelerden doğan durumlarda ya mevcut bakanlıklara bu görev verilerek sonuca gidilmiş veya çok mecbur kalındığında örneğin çevre sorunları için kurulmuş olan Bundesministerium für Umwelt, Naturschutz und Reaktorsicherheit (bizim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın muadili) gibi yeni bakanlıklar devreye sokulmuştur.
Bugün Almanya’nın genişlemiş haliyle bile 14 bakanlığı bulunurken, nüfus ve ekonomi olarak Almanya’dan küçük olmamıza rağmen Türkiye’nin 16 bakanlığı bulunmaktadır. Kaldı ki bu, yine de makul bir sayıdır. Türkiye geçmişte 30’a yakın bakanlığı olan hükümetler de görmüştür. Sayı çoktur, bu ayrı sorun. Ama, bakanlıkların tarihsel süreç içerisinde istikrarlı bir devlet yapısı oluşturmaması ise bir başka önemli sorundur.
Cumhuriyetin kurulduğundan bu yana Dışişleri, İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nı ayrı tutarsak her bakanlık defalarca bölünmüş, birleştirilmiş, ismi değişmiş, ismine eklemeler yapılmıştır.
İdari yapının en önemli ve istikrarlı temel taşlarından biri olması gereken Maliye Bakanlığı bile defalarca bölünmüş, birleşmiştir.
Özal hükümetleri döneminde bu bakanlığın adı bir ara Maliye ve Gümrük Bakanlığı idi. Bu bakanlıkta yer alan Hazine ise ayrılarak Ticaret Bakanlığı’nın Dış Ticaret Genel Sekreterliği ile birleştirilmek suretiyle Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı adıyla yeni bir örgüt kurulmuştu.
Bugün Hazine yeniden evine dönmüş, ancak ne hikmetse bu kez bakanlığın adı “Hazine” sözcüğü de geçirilerek Hazine ve Maliye Bakanlığı olmuş. Sil baştan başa döndük, kazancımız bir isim değişikliği oldu.
Benim yıllarımı verdiğim Ticaret Bakanlığı, 1983’de bir bölümü tekrar daha önce birleşip ayrıldığı Sanayi Bakanlığı ile birleştirilerek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı oldu. Yukarıda belirttiğim gibi Dış Ticaret kesimi ise Hazine ile birleştirildi. Sonra, erenler ne dediyse Hazine ve Dış Ticaret ayrılarak ayrı ayrı müsteşarlıklar şeklinde örgütlendiler.
Bir gün bir baktık, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın adı Ekonomi Bakanlığı olmuş. “Ne alaka” diyeceksiniz. Doğru dürüst makroekonomik bir görev ve yetkisi bulunmayan, dolayısıyla bu tür devlet içi toplantılara bile davet edilmeyen bu ucube yapı bir müddet devam etti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne göre kurulan hükümette bir baktık Ekonomi Bakanlığı tarihe karışmış. Esas sürpriz ise memuriyetimin ilk gençlik ve en verimli yıllarının anılarını taşıyan Ticaret Bakanlığı’nın ise yeniden kurulmuş olmasıydı. Ticaret Bakanlığı’ndayken sorumluluklar aldığım, yıllarımın geçtiği Dış Ticaret ise 35 yıl sonra tekrar evine dönmüştü.
Gümrük Teşkilatı’nın macerası da Dış Ticaret’ten aşağı kalmaz. Geçmişin Gümrük ve Tekel Bakanlığı, 1983 yılında Maliye ile birleştirilerek Maliye ve Gümrük Bakanlığı oluşturuldu. 10 yıl sonra ne düşünüldü ise bu defa gümrükler bir müsteşarlık şeklinde örgütlendi. Değişim bitmemişti. Bu kez 10 yıl sürmedi 2011 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın ticaret kısmı ile birleşerek Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak sahneye çıktı.
Son Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde kurulan hükümet listesinde gümrüklerin adını boşuna aradık. Bu defa saklanarak birleşme yoluna gitmişlerdi.
Arayıp tarayarak Ticaret Bakanlığı’nın içinde yer aldıklarını gördük. Haydi hayırlısı diyelim.
Peki Tarım Bakanlığı’nın, Orman Teşkilatı’nın kaç kere isim değiştirdiğini birleşme, ayrılma yaşadığını biliyor musunuz?
İmar ve İskan Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı, Köyişleri Bakanlığı, İşletmeler Bakanlığı gibi bakanlıkları hatırlıyor musunuz?
İstikrar her alanda olmasa olmazdır. Hele de devlet yapısında.