24 Kasım günü “Öğretmeler Günü” kutlandı. Bugünün nasıl ortaya çıktığını, anlamını inanıyorum ki meslekten olanlar dışında birçok kimse bilmiyordur.
Cumhuriyet tarihimizin her iyi şeyinin altında olduğu gibi “Öğretmen Günü” nün altında da yine Onu ve Onun bu toplumu ileriye, çağdaş uygarlık düzeyine taşıma çabalarının izlerini görüyoruz.
Cumhuriyet’in devraldığı ülkenin, fiziki alt yapısı kadar beşeri alt yapısının da çok yetersiz ve bu durumun ülkenin geleceği açısından sürdürülemez olduğunu gören Büyük Atatürk kararını vermişti. Bu ülkenin kalkınması, gelişmesi, üzerini bir kara şal gibi örten cehaletten kurtulması için bu milletin eğitilmesi, her şeyden önce okuryazar olması şarttır.
Bu nedenle, okuma yazması son derece zor olan ve çağdaş uygarlık dünyasıyla bir bağ, bir köprü kurulmasının önündeki en büyük engel olan Arapça harflerden bir an önce kurtulmak gerekiyordu.
Kararını vermişti. Bu kararını 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı yasa ile uygulamaya soktu. Artık Arapça alfabe yerine Latin alfabesi kullanılacaktı.
O hiçbir şeyi yarım yapmazdı. Hemen bir okuma yazma seferberliği başlayacaktı. O yılmaz, atak bir devrimciydi. Ona inanan ve onun tarafından seçilen kadroları Büyük Önder’in belirlediği hedeflere ulaşabilmek için gecelerini gündüzlerine katan devrimcilerdi. İşte onlardan biri olan Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati hemen kolları sıvadı. 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri açıldı. Atatürk’te bu mekteplerin Başöğretmeni oldu. Onu kara tahtanın başında halkına, çocuklara Latin harflerini öğretirken gösteren resimler hemen hepimizin belleğindedir.
O her alanda olduğu gibi halkının eğitilmesinde de öncü olmuştu. O yalnız Millet Mekteplerinin değil, tüm ulusunun başöğretmeniydi artık.
İlk yıl o kıt kanaat imkânlar içinde 20487 Millet Mektebi açılır. İlk yıl 597.010 kişi olmak üzere üç yıl içinde toplam 1.5 milyon kişiye okuma yazma öğretilir.
1928-35 yılları arasında Millet Mektepleri adıyla hizmet veren bu eğitim kurumlarının hizmet vermeye devam ettiği 1936-1950 yılları arasında ismi Ulus Okulları olarak değiştirilir.
Ülkenin üzerinde cehaletin kiri pası büyük bir heyecanla ve bir milli seferberlik anlayışı içerisinde temizlenmeye çalışılır.
O bir asker olmasına rağmen irfan ordusunun bir ülke için çok daha önemli olduğunun altını çizen bir kişidir. Düşman Sakarya’ya doğru ilerlerken cepheyi bırakıp 15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında 7 gün müddetle eğitimcilerle Maarif Kongresi toplayan gerçek kurtuluş için eğitimin ertelenemeyeceğinin en güzel mesajını veren bir önderdir.
1928 yılında milletvekilleri maaşının ne kadar olması gerektiğini kendisine soran Maliye Vekili Hasan Fehmi beye
– Öğretmen maaşlarını geçmesin diyerek öğretmenlere verdiği değeri en açık şekilde ortaya koyan bir devlet adamıdır.
“Unutmayınız ki Cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir” diyen bir eğitim aşığıdır.
Ve nihayet o hepinizin hatırlayacağı veciz söylemi ile öğretmenlere
“Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister”
Söylemi ile adeta vasiyet gibi çok önemli bir görev veren başöğretmendir.
Atatürk’ün başöğretmen ünvanını almasının tarihi olan 24 Kasım, 1981 yılından bu yana “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.
Bu da büyük Atatürk’e o çok inandığı irfan ordusunun bir armağanıdır.
O bizim sonsuza kadar Başöğretmenimiz olarak yaşayacaktır.