Fındık, fıstık, çerezlik diye zaman zaman küçümsenen fındığın, ülkemiz ve özellikle Karadeniz ekonomisi için ne kadar önem taşıdığını değişik yazılarda ele almıştım.
Ancak, görüyorum ki ne üretici kesim, ne de ihracatçılarımız meselenin tümünü görüp değerlendirmek niyetinde değiller. Yıllardır temsil ettikleri karşıt görüşlerin arkasında durmayı ısrarla sürdürüyorlar. Olan kendilerine ve ne yazık ki ülkeye oluyor. Bu sayede, bir yabancı firma ve onun yandaşları piyasada deyim yerindeyse at koşturuyor.
Fındığın önemli bir ürün olduğunu söyledik. Hele Karadeniz Bölgesi için hayati bir önem taşıdığını söyleyebiliriz. Fındık, doğuda Artvin’den, batıda Kocaeli’ne kadar uzanan Karadeniz iklim kuşağındaki 16 ilin ekonomisinde yeri ve beş yüzbini aşkın üreticinin geçim kaynağı olan bir üründür.
900.000 hektar civarında olan dünya üretim alanlarının % 77’si Türkiye’dedir.
Ülkemiz 2009-2014 yılları arasında gerçekleştirilen dünya üretiminde ortalama 525.000 ton ile % 68’lik bir paya sahiptir. 2017 yılı üretimimiz ise 705.500 tondur. 946.950 ton olarak gerçekleşen bu yıl dünya fındık üretiminde ülkemizin payı % 74,5 dolaylarında olmuştur.
En yakın rakibimiz İtalya ise dünya fındık üretiminde % 7,8’lik paya sahiptir.
Gelelim fındığın milli ekonomiye ihracat yoluyla yaptığı katkıya:
Son beş yılda fındık ihracat değerleri aşağıya çıkarılmıştır.
Yıllar | İhracat Değeri (000$) |
2017 | 1.866,877 |
2016 | 1.981,335 |
2015 | 2.287,316 |
2014 | 2.314,253 |
2013 | 2.767,277 |
Toplam | 11.757,058 |
Görüleceği üzere ülkemiz fındık ihracatından son beş yılda toplam 11,7 milyar dolar dolaylarında bir gelir elde etmiştir.
Şimdi bir de son yıllarda en önde gelen ihraç kalemimiz olan otomotiv sektörü ürünlerinin durumuna bakalım.
Milyon $ | |||
Yıllar | İhracat | İthalat | Fark |
2017 | 23.941 | 17.428 | 6513 |
2016 | 19801 | 17.841 | 1960 |
2015 | 17.462 | 17.544 | -82 |
2014 | 18.063 | 15.736 | 2327 |
2013 | 17.000 | 16.808 | 192 |
Toplam | 96.267 | 85.357 | 10.910 |
Diyeceksiniz ki, fındıkla ilgili bir yazıda otomotiv sektörü ürünlerinin ne işi var?
Amacım bir kıyaslama yapmak. Bir milli tarım ürünü 5 yılda nerede ise net 11,7 milyar dolar gelir sağlarken ihracatımızın en önde gelen kalemi olan otomotiv ürünlerinin sağladığı katma değer 10,9 milyar dolar dolaylarında kalmıştır.
Sürekli olarak fındığın öneminden söz ettik. Sanıyorum verdiğimiz rakamlar bu önemi ve Türkiye’nin fındık üretim ve ticareti açısından dünyadaki yerini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Fındık çok önemli bir üründür.
Çünkü;
– Başta Ordu, Giresun illerimiz olmak üzere Doğu hatta tüm Karadeniz Bölgesinin en önde gelen ürünüdür.
– Karadeniz Bölgesinde fındık dikim alanlarında o bölge halkı için başka bir alternatif yaratmanın güçlüğü, hatta imkânsızlığı göz önüne alınırsa önemlidir, vazgeçilmezdir.
– Ülkemiz için değerli bir ihraç kalemidir.
Tüm bu nedenlerle Fındık özel ilgi ve desteği hak etmektedir.
Zaman zaman Türkiye’nin, Dünya üretiminde ve ticaretinde yeni rakipler karşısında payının ve öneminin nispeten gerilediğinin ifade edildiği görülmektedir ki, külliyen yalandır. Uydurmadır.
Ben bu konuyla ilgilenmeye başladığımda Türkiye’nin durumu ve konumu ne ise, bugün de odur. Bu ürünün üretiminde ve dış ticaretinde % 70’in üzerinde bir hâkimiyetimiz var. Bu hiç değişmemiştir. Kolay kolay da değişmeyecektir.
Gelelim yaşanan problemlere.
Fındığın o kadar karışanı, karıştıranı vardır ki, ortak bir doğru, ortak bir yolda birleşilemediği için bugünkü sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu kadar güçlü konumda bulunan ülkemiz, bu ürünün ticareti ile ilgili başta fiyat olmak üzere her türlü şartı dikte ettirecek pozisyonda iken, bugün maalesef bir avuç yabancı oyun kurucunun kendisine verdiği rolü oynamaktadır. Tarih tekerrür etmiştir. Oysa biz bu oyunu bozmuş, fındığın bademden pahalı olmaması, fındığın kilosunun 5 Alman Markından yukarı çıkmaması batıl inançlarını çöpe atmış, alivrecilere bu ülke ile oynanamayacağını göstermiştik.
Bu satırların yazarı gerçek üreticilere ve gerçek ihracatçılara fındığın kaderine nasıl hakim olacaklarının reçetesini ve anahtarını vermişti. Onlar ne yazık ki bunun kıymetini takdir edemediler.
Bu çok uzun bir konu olduğu için ilgilenenlerin 29 Aralık 2014 ve 5 Ocak 2015 tarihli “İnovasyon-Fındık” başlığını taşıyan yazılarımı okumalarını salık veririm
Güçlüyken gücünü bilmemek ve buna göre davranmamak güçsüzlüktür.