BÜYÜK ATATÜRK, O TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ DEĞERİDİR

Kısa süre önce milletçe cumhuriyetimizin 100’ncü yılını coşkuyla kutladık. Cumhuriyeti kuran Önderimize bize sundukları bu nadide armağan için minnet ve şükran duygularımızı tüm içtenliğimizle ifade ettik.

Anıttepe’den Ankara’yı gören Anıtkabir birkaç gün içinde yeni ziyaretçi rekorları kırdı. İnanılmazdı. Bu kısa sürede yurdun çeşitli yörelerinden ve yurt dışından gelen yaklaşık 1.5 milyon Atatürk sevdalısı akşamın geç saatlerine kadar kuyrukta uzun süre bekleyerek Atalarına saygılarını ifade etmek üzere buruk duygularla mozolenin önünden geçtiler.

Bu hafta aramızdan ayrılışının 85’nci yılında bir kez daha gözlerimiz nemli, yüreğimiz minnetle dolu olarak onu anacağız. Bu dünyaya veda edişiyle, en büyük eserim dediği cumhuriyetin kuruluşunun bu kadar yakın tarihlerde olması bir kader midir?

Milyonlar bir kez daha Anıtkabir’e akacak yeni rekorlar kırılacak. O sanki aramızdan hiç ayrılmamış gibi canlı, fikirleri çağdaş bize yol yol göstermeye devam ediyor. O gelecek asırlarda da fikirleriyle yaşayacak ve çağdaş kalacaktır. Bundan asla şüphem yoktur.

Onu milletine kopmaz bir bağla bağlayan zaten bu değil midir? Onuncu yıl nutkunda da ifade ettiği gibi “O milletini hiçbir zaman yanıltmamıştır.”

O bize bir vatan ve çağdaş bir devlet armağan etmiştir. Onun için bu Büyük Adam’a gönülden sevgi ve saygıyla bağlıyız. Onun için Anıtkabir’ine uzak yerlerden gelerek akın ediyoruz. Ona duyduğumuz sonsuz sevgi ve saygıdan, sirenler çalınca trafiğin en yoğun anında arabamızdan inerek, onlarca metre yukarıda bir inşaatın veya bir vincin tepesinde dikilerek onu tüm içtenliğimizle gözlerimiz nemlenerek anıyoruz.

O milletimizin en büyük, en takdir edilen, en beğeni toplayan, dost düşman herkesin gıpta ile baktığı, saygı gösterdiği değeridir.

Belçikalı yazar Daniel Dumoulin ne güzel özetlemiş. Bakın ne diyor? “Türkiye sen Atatürk’ü Tanrı’ya borçlusun. Geriye kalan her şeyi de Atatürk’e.” İşte bir yabancının bir tek cümleye sığdırdığı bu büyük gerçekten dolayı milleti yüzlerce yıl geçse de onu tek önderi kabul edecektir.

Yine önemli bir figür, Küba’nın bir zamanların efsane başkanı Fidel Castro’nun bir Türk heyetini kabulünde söylediği “Onun gibi olmaya çalıştım ama ne mümkün. Hayatta olmamasına rağmen ülkesini halen yöneten bir lider vardır. O da Mustafa Kemal Atatürk’tür.” Sözlerinde çok güzel ifadesini bulduğu gibi onun fikirleri evrenseldir. Gerçekliğini hiçbir zaman kaybetmez. İşte hayatımızda hep var olan ve olmaya devam edecek olduğu için içimizde yaşamaya devam ediyor. Bir yazımda da ifade ettiğim gibi “Atatürk ölmez. Zaten o demiyor muydu; “İki Mustafa Kemal var. Bir ben fert olan, fani olan Mustafa Kemal; İkinci Mustafa Kemal’den ise ancak biz diye bahsedebilirim. Yani sizler çalışan, köylü, uyanık milliyetçi vatandaşlar. İşte o Mustafa Kemal ölmez.” Bizzat ifade ettiği gibi milletinin içinde yaşayan o Mustafa Kemal ölmüyor, ölmeyecek, çoğalarak yaşamaya devam edecek.

Bu millet ona,

  • Bir vatan ve cumhuriyet armağan eden
  • Yaşadığı bu ülkeyi devrimleriyle çağdaş dünyanın çok saygın bir üyesi haline getiren

Büyük Önderini asla unutmayacak, unutturmayacaktır.

O büyük eserim dediği “Cumhuriyeti ve ona yön veren fikirleriyle milletinin gönlündeki yerini güçlendirerek koruyacak, milletinin içinde yaşayacaktır.”

Atatürk ölmez.