Bizim gibi birbirlerine akrabalık bağıyla bağlı başka bir millet var mıdır?
Büyüklerimiz baba, anne, amca, teyzedir. Gençler birbirinin kardeşidir. Küçükler büyüklerin oğlu, kızı evladıdır.
Ama birbirlerine böylesine sıkı bağlarla bağlı bu milletin bireyleri birbirlerine en olmadık kazıkları atmaktan da geri kalmazlar. En akıllılarımız bile kandırılmaktan kurtulamaz. Her gün hepimize sağlıklı yaşam öğütleri veren bir profesör kendini polis diye tanıtan dolandırıcılara poşete doldurduğu paraları çöp konteynerine atarak kaptırmamış mıydı?
Hesap ödeme kavgalarımız ünlüdür birbirlerinin cüzdana uzanan elleri tutulur ‘’ölümü öpten, burada senin paran geçmez’’ e kadar bir dizi laftan sonra hesabı ödeyenin içinden ‘’Namussuz hergele hesabı yine bize kitledi’’ diye söylenen bir milletiz.
Satıcı ile müşterinin alışveriş boyutlarını aşan gizli, muhabbetli ilişkileri hangi millette vardır?
‘’Vallahi abi seni sevdim, senin gül hatırın için bu fiyata bırakıyorum. Ama sakın başkasına söylemeyin’’ Ne yapacaksınız size bu kadar sevgi gösteren bu kişinin güvenine layık olmaktan öte.
Bizim milletin trafikte davranışları da başka hiçbir millete benzemez. Tek bir araba geçmek için bile şerit değiştirmeye üşenmez, ancak eli sinyal koluna gitmez. Akşam karanlığı çöker farlarını açmaz. Neden tasarruf ediyor kestiremezsiniz. Ben elektrik faturalarının yüksek gelmesinin yarattığı bir fobi olarak değerlendiriyorum bu durumu.
Bizde makam mevki bir nevi garanti sembolüdür. ‘’Koskoca bakan yalan mı söyleyecek’’ veya ‘’Devletin valisine de mi güvenmiyorsunuz’’ misali söylemlerde ifadesini bulan bu anlayış değil midir?
En trajik olayları işleyen türkülerin nağmeleriyle oynayan başka bir millet var mıdır? ‘’Kaşlarının arasına dom dom kurşunu değdi’’ türküsünün sözlerini çevirip, oynayanları gösterseniz her halde yabancılar bunun bir tür yas ritüeli olduğunu düşünürler.
Biz kafasına kuş pislediği için talih oyunları oynayarak büyük ikramiye kazanmayı bekleyen, anlaşılır şekilde değil de anlaşılmayan şekilde konuşanları büyük adam sayan bir milletiz.
Takdirini küfürle hakaretle ifade eden herhalde tek milletiz. ‘’Vay namussuz, vay hergele ne yazmış cuk diye oturtmuş, helal olsun’’ tarzında bir övgü duyduğunuzda bilin ki hangi dilde konuşmuş olursa olsun o bir Türk’tür.
Evin en büyük, en iyi döşenmiş odasını ‘’misafir odası’’ diye ayırıp daracık bir alanda yaşamını sürdüren birini görürseniz onun da Türk olduğundan şüphe duymayın.
Siyaset biz Türklerde en sıradan iş kabul edilir. Zaten bu yüzden partilerimiz, meclislerimiz olur olmaz kişilerle dolmuyor mu? ‘’Versinler bana yetkiyi Sultanahmet’te iki kişiyi sallandırayım bak her şey nasıl düzeliyor’’ kıraathane sohbetlerinin klişe söylemi haline boşuna mı gelmiştir.
Biz Türkler asker millet olmakla öğünürüz. Askerliğini yapmayan tam erkek olmuş sayılmaz. Askerliğini yapmayana kız bile verilmez. Gel gör ki bu kadar önem verdiği bir vatan görevini bizim gibi sulandıran da azdır. ‘’Banka veznesinden dekontunu alan gençlerine sen artık vatan görevini yaptın aslanım’’ diyen başka bir millet var mıdır?
Oysa bizim millet askerlik anılarını anlatmaya ne kadar meraklıdır. Parayı verip bir ay eğitimle askerliğini bitirmiş sayılanlardan I. Dünya Savaşında Yemen’de Filistin’de 7 yıl askerlik yapmış amcamdan dinlemediğim kadar askerlik hatırası dinlemişliğim vardır.
Biz Türkler liberal insanlarızdır. Ekonomide tam serbestliği severiz. Neymiş öyle kural, kaide, yasak. Bırak herkes bildiği gibi takılsın. Yönetimlerimizde vatandaşın genel arzusunu dikkate alır, hiçbir şeye karışmazlar.
İşte bu nedenledir ki restorana gidersiniz menü hak getiredir. Sonra hesap ‘’Ne çıkarsa bahtına’’ göre hesaplanarak önünüze konulur.
Birine iş yaptırırsınız kaça yaparsın diye sorarsınız. ‘’Abiciğim kolay hele bir yapalım bir şeyler verirsin’’ der sonra senin verdiğin bir şeyler onun düşündüğü bir şeylerle aynı olmadığı için başına belayı alırsın.
Yaz yaz bitmez bizim milletin garip, matrak davranışları. Biz en iyisi burada keselim.
Netice – i kelam öyle bir milletiz ki kimseye değil ‘’Biz bize benzeriz.’’