Orta Anadolu’nun iki komşu kentinin takımları Ziraat Türkiye Kupası finalini oynadılar. Buraya gelirken bu iki Anadolu takımı ülkenin büyük bütçeli, büyük destekli anlı şanlı kulüplerini saf dışı bırakmışlardı.
Özellikle Kayserispor, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor gibi süper ligin en başat takımlarını eleme başarısı göstermişti.
Öncelikle her iki komşu kentin takımını gösterdikleri bu başarıdan ve heyecanlı zevkli bir final mücadelesi ortaya koyduklarından dolayı kutluyorum. Doğup büyüdüğüm, liseyi bitirinceye kadar gençlik yıllarımın geçtiği şehrimin takımı Sivasspor’u finali de kazanarak kendisi açısından bir ilki gerçekleştirmesinden dolayı de yürekten alkışlıyorum.
Bir mütevazi Anadolu kulübünün bu başarısının tesadüf olduğunu kimse düşünmesin. Yıllarca çok küçük bütçelerle kurulan takımlarıyla süper ligde saygın bir yere sahip olan, bu yılla beraber son üç yıldır aralıksız Avrupa kupalarına katılma hakkı elde eden bu kulübün başarısının altında iyi yönetim, bilgi, inanmışlık ve çok çalışma var. Hiçbir şey kolay kazanılmıyor. Sivasspor’da bu başarıyı kolay elde etmedi muhakkak.
Sivas’ın evladı, bir zamanların efsane milli futbolcusu Rıza Çalımbay’ın adeta bir karınca gibi sessiz sedasız kendi işini yapmaktan başka bir şey düşünmeyen çalışma ahlak ve felsefesinin sonucudur tüm bu başarılar.
Hocalarının onlara verdiği öğretinin ve inanmışlığın gücünü sahadaki mücadelelerine yansıtan karakterli sporcuların emeğinin ürünüdür bu başarılar.
Nihayet bu güzide kulübü borçsuz harçsız kendi ölçeğinde büyük başarılar elde edecek şekilde yöneten kulüp yönetiminin becerisi sayesindedir bu başarılar.
Final maçında takımına büyük destek veren Sivaslı hemşerilerimin aynı desteğini Sivas’ta yapılan maçlarda da devam ettirmesi, başta futbolcular olmak üzere inanıyorum bu kulübe gönülden bağlanan tüm hemşerilerimin ortak dileğidir.
Sivas benim çocukluk, gençlik yıllarımda da önemli bir spor kentiydi. O tarihlerde nüfus olarak Türkiye’nin onuncu büyük ili olan Sivas birçok spor dalında Türkiye çapında, hatta dünya çapında sporcular yetiştiren bir kentti.
Futbol, güreş, boks, atletizm, kayak kulüpler bazında, basketbol, voleybol, masa tenisi gibi sporlar ise okullar bazında aktif bir şekilde yapılırdı.
Türkiye liglerinin henüz kurulmamış olduğu o yıllarda Sivas’ın çok canlı, iddialı, kıran kırana maçların yapıldığı bir amatör ligi vardı. Bu ligden birçok değerli futbolcu İstanbul’un, Ankara’nın seçkin takımlarında ve milli takımlarda da oynama başarısını göstermişlerdir.
Sivas’ta futbolun tarihçesini, gelişimini, Sivasspor’un kuruluş hikayesini bu platformda yayımlanan 9 Haziran 2020 tarihli yazımda ayrıntılı olarak inceleyip, bilgi olarak sunmuştum. Konuya ilgi duyan okuyucu dostlarıma bu yazıyı bu vesile ile hatırlatmak isterim.
Siivasspor 60. Türkiye Kupasını müzesine götürerek yeni bir başarıya daha imza attı. Başarılarını içtenlikle tebrik ediyor, daha nice başarılara diyorum.