Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/ankmailc/ertugrulonen.com/wp-includes/pomo/plural-forms.php on line 210
İYİ EKONOMİ NERESİNDEN BELLİ OLUR? (2) – Ertugrul Önen
İYİ EKONOMİ NERESİNDEN BELLİ OLUR? (2)

Geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Peki fertleri bu durumda olan bir ülke zengin, ekonomisi iyi sonuçlar alan bir ülke olarak nitelenebilir mi?

-Türkiye borçlu bir ülkedir. Üçüncü ülkelere sattığı mal ve hizmetlerin gelirinden daha fazlasını üçüncü ülkelerden aldığı mal ve hizmetlere ödemektedir. Diğer bir deyişle kendi üretimi ile kendi tüketimini karşılayamamakta, üretim açığını dış dünyadan sağladığı borçlarla kapatmak durumunda kalmaktadır. Üstelik bu durum yıllar itibariyle yükselen bir trend izleyerek ülkemizi kronik dış borçlular arasında sayılır hale getirmiştir. 2002 yılında 130 milyar olan dış borcumuz 2019 yılına kadar geçen sürede nerede ise 4 kat artarak 453 milyar dolara ulaşmıştır. Yani iki yakamızı bir araya getiremez duruma gelmişiz.

-Üretmediğimiz için ekonomik olarak büyümüyoruz. Oysa nüfus olarak gelen göç dalgasını bir tarafa koysak bile her yıl muntazam olarak % 1.5 büyüyoruz ve her yıl nüfusa 1 milyonun üzerinde insan katılıyor. Bu nedenle ekonomimizin de bu artan nüfusu doyurabilmek ve halen yeterli olmayan refah düzeyimizi artırabilmek için büyümesi gerekiyor. Bunu sağlayabiliyor muyuz?

İşte son 5 yılımızın bilançosu

Yıllar Büyüme Oranları
2014 % 5.2
2015 % 6.1
2016 % 2.9
2017 % 7.4
2018 % 2.6

 

Gelelim 2019 yılına. İlk çeyrekte % 2.6, ikinci çeyrekte % 1.5 küçüldük. İstikrarlı bir gidişimiz yok. Yalpa vuruyoruz. Oysa doyurulacak boğaz sayısı artarken, kıt kanaat doyabilen de halinden memnun değil.

-Nüfus artıyor, talep artıyor, ama üretim artmıyor, ekonomi büyümüyor. Bütün bunların sonucunda fiyatlar da yerinde durmuyor.

Buyurun son 5 yılın tüketici fiyat artışlarına bir göz atalım.

Yıllar Tüketici Faiz Artışları
2014 % 8.17
2015 % 8.81
2016 % 8.53
2017 % 11.92
2018 % 20.30

 

Oysa üyesi olduğumuz OECD’ye üye ülkelerin 2018 yılı ortalama enflasyon oranı sadece   % 2.4’dür.

-Üretimi artıramadığımız için açığımızı ithalatla karşılıyoruz. Bu ise bize dış ticaret açığı olarak geri dönüyor.

İşte son 5 yılın dış ticaret açığı oranları

Yıllar Dış Ticaret Açığı (milyon ABD $) Dış Ticaret Açığı Oranları (%)
2014 84.567 65.1
2015 63.395 69.4
2016 56.044 71.8
2017 76.807 67.1
2018 55.126 75.3
5 yıllık toplam açık: 335.939

 

Sonuç: Yalnızca ele aldığımız bu son 5 yılda 336 milyar dolarlık bir açık vermişiz. Bu açığı karşılamak için ne yapmışız, borç alıp ağır bir faiz yükü altına girmişiz. Böyle bir ülkede refah artar mı? İşsizlik sorunu çözülür mü?

– Yetkililerimiz yalnız son yıllarda değil, geçmiş yıllarda da hep işte dünyanın “16’ncı, 17’nci. büyük ekonomisiyiz” diye bir övünç pompalaması ile toplumu etkilemeye çalışmaktadırlar.

17 Ocak 2014 tarihinde Vakfımızın internet dergisi “Made in Turkey”de “Büyüklük Zenginlik mi?” başlığı ile bir yazı kaleme almıştım. Bu yazıda, bir tabloda dünyanın en büyük ekonomilerine, diğer bir tabloda ise kişi başına düşen gelir itibariyle dünya ülkelerinin sıralamasına yer vermiştim.

Sonra nasıl bir ülke istedikleri tercihini okuyucularıma bırakmıştım. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında Çin 2’nci, Hindistan 11’nci, Meksika 14’ncü, Endonezya 16’ncı sırada yer alırken, kişi başına en çok gelir düşen ülkeler sıralamasında, en büyük ekonomiler arasında esamesi bile okunmayan Lüksemburg 1’nci, Katar 2’nci, Norveç 3’ncü, İsviçre 4’ncü sırada yer almaktadır.

Kişi başına düşen gelir sıralamasında ekonomisi en büyük olan ülkeler sıralamasında 2’nci sıradaki Çin 87’nci, 11’nci sıradaki Hindistan ise 146’ncı sırada kendilerine yer bulmuşlardır.

Kişi başına düşen gelir, Çin’de 6.549, Hindistan’da 1.414 dolardır. Buna mukabil, kişi başına milli gelir, dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında kendilerine yer bulamayan Lüksemburg’da 111.000, Norveç’de 101.000, İsviçre’de 80.000 ABD doları civarındadır.

Tercihi yine sizlere bırakıyorum. Hangi ülkenin koşullarına sahip olmak isterdiniz?

Bizde ise kişi başına milli gelir bir ara on bin doları geçmişse de yaşanan ekonomik krizle günümüzde dokuz bin dolar dolaylarına gerilemiş bulunmaktadır. Kişi başına düşen gelir dünya sıralamasında 60’lı 70’li hanelerde yer alıyoruz. Bu veriler ışığında ülkemiz için zengin tanımlaması yapılabilir mi? Yapılamayacağını hepimiz biliyoruz.

İşte fazla ayrıntıya girmeksizin size bir dizi gösterge sıraladım. Bu verilere dayanarak sanırım kavunun, karpuzun, balığın iyisinden anlamak kadar kolayca ekonomimizi de değerlendirebilirsiniz diye düşünüyorum.

Ekonominin iyisi ülkeyi zengin, vatandaşı mutlu eder.