ATATÜRK ÖLMEZ

Bir 10 Kasım’ı daha onu minnet ve özlemle anarak idrak ettik. Tam 81 yıl olmuş aramızdan ayrılalı. Ama O hala hayatta. Bizimle beraber, bizim içimizde yaşıyor. Zaten O demiyor muydu; “İki Mustafa Kemal var. Bir ben fert olan, fani olan Mustafa Kemal; ikinci Mustafa Kemal’den ise ancak biz diye bahsedebilirim. Yani sizler çalışan köylü, uyanık, milliyetçi vatandaşlar. İşte o Mustafa Kemal ölmez.”

Gerçekten geçen 81 yıla rağmen fikirleriyle her birimizi birer Mustafa Kemal haline getirmiş yaşıyor, yaşamaya da devam edecek.

Her milli günde, aramızdan ayrılışının yıldönümlerinde oraya, Anıtkabir’e milyonlarca insanı götüren güç nedir? Bizi zorunlu mu kılıyorlar? Bizi oraya götüren, milyonları oraya akıtan güç Atatürk sevgisinden,  O’nun fikirlerine, ideallerine duyulan bağlılıktan başka nedir?

Atatürk’ü hayattayken gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı artık herhalde bir elin parmaklarının sayısını geçmez diye düşünüyorum. Dolayısıyla, bugün Atatürk aşkıyla milli günleri bir devlet bayramından millet bayramına dönüştürenler bu devletin kurucusu büyük Atatürk’ü insan olarak görüp tanımayan genç kuşaklardır. Ama onlar O büyük insanın “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir” deyişini doğrulayan en güzel örneklerdir.

O, ölümünden sonra yaşamaya devam eden tarihin en büyük devlet adamlarından biridir. Çünkü fikirleri ve eserleri, geçen zaman içerisinde bırakınız eskimeyi, değerden düşmeyi, tam tersine gittikçe daha çok değer kazanmış ve daima geçerliliğini korumuştur.

İşte hepimize bir vasiyet sayılabilecek şu sözlerinin hangisine karşı çıkabilirsiniz:

–          Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.

–          Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hukuki mürşit ilimdir, fendir.

–          Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul edilemez.

–          Siyasi, askeri zaferleri ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferler taçlandırılmazlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner.

–          Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş cinayettir.

–          Yurtta barış, cihanda barış

Bu sözlerin hangisinin altına imzanızı atmazsınız? O, işte bunun için yaşıyor.

O yaşıyor, çünkü benim en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti yaşıyor. “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” öngörüsü yaşadığı için yaşıyor.

O bu ülkenin gençleri ile sarsılmaz güçlü bir bağ kurmuş ve bu ülkeyi onlara emanet etmiştir:

“Gençler cesaretimizi takviye eden ve idame ettiren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz” sözleriyle sorumluluk verdiği genç kuşaklarla bütünleşerek yaşıyor.

O halen rehber aldığımız, geleceğimize ışık tutmaya devam eden fikirleriyle yaşıyor. Yaşamaya da devam edecek.

Atatürk ölmez.

O. Ertuğrul ÖNEN