TÜRK TİPİ DİYALOGLAR

Her milletin, hatta yerel toplulukların kendine özgü diyalogları vardır. Ben uzun yıllar yurtdışında yaşama imkânı bulan biri olarak bir kıyaslama imkânına sahibim. O nedenle diyebilirim ki, bizim milletimize özgü diyaloglar gerçekten çok çeşitli ve ilginçtir.

Zaman zaman güldürü sanatçıları da bunları kullanıyorlar. Ama biz bunları her gün yaşıyoruz.

Bir defa hiçbir millette olmadığı kadar biz milletçe akrabalık bağlarıyla birbirimize bağlı gibiyizdir. Büyüklerin küçüklere “evladım, oğlum, kızım, yeğenim” diye hitap etmesi sıradandır ve çok normal karşılanır.

Yaşlılar ise “abi, abla, teyze, amca, dayı, baba ve dede”dir. Bir başka ülkede muhatabınıza böyle hitap ettiğinizi bir düşünün.

Bolu’nun Gerede ilçesinde biri bana “hacım” diye hitap ettiğinde “acaba bir başkasına mı?” diyor diye sağıma soluma baktım. Kimse yoktu. Muhatap bendim. Sonra değişik kişilerin aynı şekilde hitabına muhatap olunca, hacca gitmeden hacı payesine ulaşmış oldum. Kolayından hacı olmak isteyenlere tavsiyem. Gerede’nin yolunu tutun.

Alışverişte satıcı sizi mutlaka sevmiştir. “Abi vallahi seni sevdim. Sırf senin gül hatırın için bu fiyata bırakırım. Sakın başka kimseye söyleme”  diye size en ziyade kayrılan statüsü verir.

Bir giysi alıyorsundur. Büyük gelmiştir, üzerinizden dökülür. Satıcı “üzerinizde çok güzel durdu” der. En az bir beden büyük olduğunu söylersiniz. “Hanımefendi çok zengin durdu. Yarın biraz kilo alsanız atacak mısınız, bu aldıklarınızı”dır cevap, ya da giydiğiniz çok dar gelmiştir. Satıcının yorumu”Tam oturdu. Bu yılın modası zaten biraz böyle vücuda oturmasıdır. Size de çok yakıştı” dır.

Yol sorarsınız hiç kimse bilmediğini söylemez. “Bak kardeşim sen buradan 21 numaralı otobüse bin iki durak sonra in” diye tarif etmeye başlar. Yandan biri müdahale eder. “Yahu adamı niye yanlış yere gönderip, yolunu uzatıyorsun. Bak kardeşim en iyisi sen karşıya geç oradan dolmuşa bin…”

Sen oradan ayrılırsın ama onların tartışması bitmez.

Siz hiç yurtdışında “Sen bana niye öyle yan bakıyorsun” diye kavga edeni gördünüz mü? Bu nedenle ülkemizde insanlar hayatını kaybediyor.

Tamirci çağırırsınız, ki bizde eline İngiliz anahtarını, tornavidayı, penseyi alan tamircidir. Gelir evirir çevirir, söker, takar sonra “tamam” der. Cihazınız çalışmaz. “Kardeşim tamam diyorsun ama bu çalışmıyor” dediğinde “Abi senin bana söylediğin tamiratı yaptım. Çalışmıyorsa ben ne yapayım” demesi işten değildir.

Geçen yaz bir tamirciyi aradım. “Tamam gelirim” dedi. O gün akşamı bulduk bundan ses yok. Ertesi gün öğlene doğru aradım. Telefonu uzun uzun çaldırdıktan sonra lütfedip açtı. “Kardeşim neredeyse iki gündür bekliyoruz neredesin Allah aşkına” dediğimde “Abi ben gelirim dedim ama bugün yarın gelirim demedim ki” idi cevabı.

En güzel, en renkli diyaloglar da berberlerde yaşanır. Onlar en gizli, en bilinmeyen sırlara vakıftır. Bunlardan bazılarını da sizinle paylaşmakta bir sakınca görmezler “Abi bir tüyo aldım sana da bir kıyağım olsun, ne kadar paran varsa, hatta yengenin altınlarını da bozdur,  kredi al götür Altın Kaynak hisselerine yatır. Sonra da bana dua et. Köşeyi dönünce bu kardeşine de bir sakal atarsın herhalde”.

Sizlerin de her gün günlük hayatınız da karşılaştığınız nice ilginç diyaloglar vardır. Dileğim gülerek, tatlı bir anı olarak anımsayacağınız diyaloglar geçsin yaşamınızda.