Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/ankmailc/ertugrulonen.com/wp-includes/pomo/plural-forms.php on line 210
2018 YILI DIŞ TİCARETİ GENEL DEĞERLENDİRMESİ – Ertugrul Önen
2018 YILI DIŞ TİCARETİ GENEL DEĞERLENDİRMESİ

3. BİLANÇO

Birer hafta arayla 2018 yılı dış ticaretimizden önce ihracatımızın, ardından ithalatımızın seyrini ele aldık. Bir dizi sayısal değer sıraladık ve aklımızın erdiğince sizinle birlikte bunları değerlendirmeye çalıştık. Bu hafta ise ihracatı, ithalatı yani dış ticaretimizin her iki kanadında yaşananları birlikte ele alarak bu faaliyetlerde sonuç itibariyle ne kadar başarılı, ne kadar başarısız olduğumuzu, kazançlı mı, zararlı mı çıktığımızı ortaya koymaya çalışacağız. Yani bir dış ticaret bilançosu çıkaracağız.

İşe önce dış ticaret değerlerimizi şöyle topluca görerek başlayalım derim.

DIŞ TİCARET DEĞERLERİ

(milyon $)

2014

2015

2016

2017

2018

İhracat (FOB)

157.610

143.839

142.530

156.993

168.023

İthalat (CIF)

242.177

207.234

198.618

233.800

223.039

Dış Ticaret Hacmi

399.787

351.073

341.148

390.793

391.062

Dış Ticaret Açığı

-84.567

-63.395

-56.089

-76.807

-55.016

İhracat/İthalat (%)

65.1

69.4

71.8

67.1

75.3

İhracat/Gsmh (%)

19.7

16.7

16.5

18.4

İthalat/Gsmh (%)

30.3

24.0

23.0

27.5

 

Biraz daha geniş bilgi vererek sürecin iyi anlaşılmasını sağlamaya çalıştım. Buna göre son 5 yıllık periyotun başlangıç yılı olan 2014 yılına göre periyotun sonu olan 2018 yılında tamamı tamamına %6.6’lık bir büyüme yakalamışız. Yani yıllık ortalama %1.3. Ülkemizin nüfus artışını da dikkate alırsak yerimizde saymışız desek abartılı olmaz.

Kararlı bir ihracat gidişimiz yok artıyor gibi görünürken azalıyor. Sonra yine artıyor gibi görünüyor. İstikrar yok diyerek bu durumu özetleyelim.

İthalatımız da farklı değil. Borç parayla uluslararası piyasalara dalıp önümüze geleni alıp har vurup harman savuruyoruz. Sonra bu gidişatın sonunun iyi olmayacağını döviz kurlarında artış olarak yaşıyor bu defa ithalatı küstürüyoruz. Yeniden borç para ile döviz fiyatlarını bastırana kadar. Tekrar vur patlasın, çal oynasın dönemine giriyoruz.

Dış ticaret hacmimiz bir türlü 400 milyar$ sınırını aşamıyor. Yaklaşıyor, tekrar geriliyor. Oysa biz 2023 yılı için bırakınız dış ticaret hacmini ihracat için 500 milyar dolarlık bir hedef koymuştuk. Bu hedefin artık hayal olduğunu hedefi koyanlarda dâhil olmak üzere sanıyorum herkes kabul ediyor.

Bu 5 yıllık periyotun acı sonucu verdiğimiz toplam 335.9 milyar dolarlık dış ticaret açığıdır. Diğer dış gelirlerimizle de tamamen kapatamadığımız bu açık maalesef ülkemizin borcuna borç ekleyecektir. Yani sonuç olarak 5 yıllık bilançomuzu zararla kapattık. Diyeceksiniz ki önceki yıllar çok mu iyiydi? Doğru çok iyi olduğunu söyleyemeyiz ama, bu durumu artık mutlaka düzeltmemiz gerektiğini de anlamamız ve buna uygun bir performansı göstermemizin zamanı çoktan gelip geçmedi mi?

Bu dönemde beni üzen ve mutlaka sizleri de üzeceğine emin olduğum bir acı gerçeğin altını çizmek için yine bir tablo ile bazı sayısal değerleri vermek istiyorum.

TARIM ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİMİZ (2014-2018)

(milyon $)

İhracat

İthalat

Fark

2014

6.030

8.589

-2.559

2015

5.757

7.176

-1.419

2016

5.397

7.041

-1.644

2017

5.287

8.987

-3.700

2018

5.558

9.284

-3.726

Toplam

28.029

41.077

-13.048

Hani biz bir tarım ülkesiydik dünyada tarımda kendi kendine yeten ender ülkelerden biriydik. Şu yukarıda ki tablo bize gerçeğin hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Son 5 yılda tarım ürünleri dış ticaretinde 13 milyar dolarlık dış ticaret açığı vermişiz, bu 5 yıllık periyotta ihracatımızın ithalatı karşılama oranı %68.2 olmuş. Yani ürettiğimizden fazla tüketmişiz. Yazık ki ne yazık. Hem de fındık, çekirdeksiz kuru üzüm, antep fıstığı, zeytinyağı gibi Allah vergisi, birçok ülkeye kısmet olmayan ürünlere sahip olduğumuz halde.

2010 yılından bu yana geçen 9 yılda tarım ürünleri ihracatımızda  %12.6’lık bir artış sağlarken, tarım ürünleri ithalatımızdaki artış %43.8 olmuş. Kötüye gidişin bunda daha iyi göstergesi olabilir mi? Olabilir diye devam edelim. 2018 yılında tarım ürünlerin de ihracatın ithalatı karşılama oranı %78.4 iken 2018 de bu oran %59.9’a gerilemiş. İşte sözün bittiği yer.

Tarım ürünleri dış ticaretinde durumumuz bu.

İşte size yine ilginç bir tablo:

ULUSLARARASI STANDART SANAYİ SINIFLAMASINA GÖRE İHRACAT VE İTHALAT (2018)

(milyon $)

İhracat

İthalat

Fark

Tarım ormancılık

5.558

9.284

-3.726

Balıkçılık

4.86

51

435

Madencilik ve Taşocakçılığı

3.400

28.963

-25.563

İmalat sanayi

157.806

175.976

-18.170

Diğerleri

-774

8.765

-7.991

Toplam

168.023

223.039

-55.016

Allahtan balıkçılık sektörümüz var. Yoksa tüm kalemler eksi bakiye verecekler. Latife bir tarafa görülüyor ki hiçbir kalemde ihracatımız ithalatımızı karşılamaya yetmiyor.

Şimdi gelelim ihracatımızda olduğu kadar ithalatımızda da büyük önem taşıyan bazı kalemlerin durumuna:

İHRACAT VE İTHALATIMIZDA BELLİ BAŞLI KALEMLER (2018)

(milyon $)

İhracat

İthalat

Fark

Kıymetli ve yarı kıymetli taşlar, kıymetli madenler

7.171

12.557

-5.386

Demir ve Çelik

11.576

18.401

-6.825

Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar

15.832

25.767

-9.935

Elektrikli makine ve cihazlar

8.726

16.569

-7.843

Motorlu kara taşıtları, motorsiklet ve bisikletler

26.760

13.895

-12.865

Toplam

70.065

87.189

-17.124

Durum burada da iç açıcı değil. Bu beş kalemde tek bir yılda 17 milyar dolarlık bir açık vermişiz. Yüzümüzü güldüren tek kalem motorlu kara taşıtları olmuş.

Ülkemizin en çok ihracat ve ithalat yaptığı ülkeleri geçen bölümlerde rakamlarla vermiştik. Bu defa bu ülkelerle ticaret dengemizi ele almak istiyoruz.

En çok ihracat yaptığımız ülkelerden başlayalım.

2018 (milyon $)

İhracat

İthalat

Fark

İhr/İth (%)

Almanya

15.119

20.407

-5.288

74.1

İngiltere

9.603

7.446

2.157

1.29.0

Irak

9.055

1.420

7.635

6.37.7

ABD

8.654

12.378

-3.724

69.9

İspanya

6.302

5.492

810

1.14.7

Toplam

48.733

47.143

1.590

103.4

İşte nihayet güzel bir tablo. En çok ihracat yaptığımız 5 ülkeye karşı ihracat fazlamız var ve ihracatın ithalatı karşılama oranı %103.4. Her ne kadar Irak’ın bu sonuçta önemli katkısı olsa da bu sevinmemize engel değil.

Şimdi bir de diğer cepheden bakalım. En çok ithalat yaptığımız 5 ülkeyle dış ticaret dengemiz nasıl bir seyir izliyor. İşte tablo:

2018 (milyon $)

İhracat

İthalat

Fark

İhr./İth. (%)

Rusya

3.402

21.990

-18.588

15.5

Çin

2.915

20.714

-17.797

14.1

Almanya

15.119

20.407

-5.288

74.1

ABD

8.654

12.378

-3.724

69.9

İtalya

9.566

10.154

-588

94.2

Toplam

39.656

85.643

-45.987

46.3

Tablonun yansıttıkları feci. Bu 5 ülkeye ihracatımız ithalatımızın ancak %46.3’ünü karşılayabiliyor. Almanya ve İtalya gibi AB üyesi ülkelerle nispeten dengeli olan dış ticaretimiz başta Çin olmak üzere Rusya ile de maalesef çok dengesiz bir durumdadır. Rusya’yı anlıyoruz. Doğalgaz ihtiyacımızın çok büyük bir bölümünü bu ülkeden karşılamamız bu tabloyu doğuruyor. Peki Çin’i nasıl izah edeceğiz? Bu sürdürülebilir bir tablo mu? İhracatımızın ithalatımızı karşılama oranı sadece 14.1

Tabi yalnız Çin değil tüm Uzakdoğu ülkelerine karşı büyük dış ticaret açığı veriyoruz. İşte size o tablodan küçük bir örnek:

2018 (milyon $)

İhracat

İthalat

Fark

İhr./İth. (%)

Çin

2.915

20.714

-17.799

14.1

Hindistan

1.123

7.536

-6.413

14.9

G.Kore

926

6.343

-5.417

14.6

Japonya

479

4.124

-3.645

11.6

Malezya

365

2.133

-1.768

17.1

Vietnam

309

1.845

-1.536

16.7

Tayland

278

1.372

-1.094

20.3

Toplam

6.395

44.067

-37.672

14.5

Gerçekten acı bir durum. Bu seçilmiş 7 uzakdoğu ülkesine karşı bir yılda 37.672  milyar dolar açık verirken ihracatımızın ithalatı karşılama oranı ancak %14.5 olabilmiş, bu ülkelerden oransal olarak en iyi durumda olduğumuz Tayland’da bile bu oran %20.3.

Dünün savaşlarla anılan Vietnam’ı bile o uzak dünyadan gelerek bizim üreticilerimizle rekabet edip dış ticaret fazlası elde ediyor.

Bu tablo sürdürülebilir bir tablo değildir. İhracat ülkesi olma iddiası taşıyan bir ülkeye hiç yakışmıyor.

Çare üretmekten geçiyor. Özellikle teknolojik, inovatif üretim. Bina, AVM yaparak bir yere varamayacağımızı artık görmüş olmamız lazım.

Zararın neresinden dönülürse kârdır.